4/19/11

esti yine

Bloga eski samimiyetimde yazamıyorum, hayatımda değişen yığınla denge var, kimi zaman dengesizleştiriyor bu beni ve biliyorum yazsam iyi gelecek ve değişsem…kafayı biraz kaldıracak olsam hemen yeni bir deveran yaralar bereler incinmeler haliyle yeni yaralara yeni kabuklar, nereye varacaksa böyle, kabuklarımdan kurtulup yenilenmeye vakit yok, zaten irin dolu dokuları iyi etmeye güç kalıyor anca...

Hayat sıkıyor, şükür ki bünyede tatlı hayallere yer var halen, sanki bir omuzla bir çift kolu düşlemek yaşamaya bahane…

Hayatının en uzun yolculuğunu ölümün ötesine gitmek için yapan ihtiyar bir kadın olsaydım veya hayallerini tüketmiş orta yaş enkazı ya da aldığı ilk nefesi son nefesinde veren bir prematüre olsaydım değişirdi kendiliğinden her şey, kendi olmakla kendiliğine sürüklenmek arasında ne fark kalır ki öyle…

4 yorum:

  1. son paragraftaki duygu yoğunluğu... elif şafak halt etmiş.

    YanıtlaSil
  2. illa ki hatun kişi elinden çıktığı besbelli bir yazı işte hocam, teveccühünüz :)

    YanıtlaSil
  3. hem de nasıl :/

    bahar rehaveti de olabilir gerçi...geçer mi dersin hamakta sallansam?

    YanıtlaSil