3/15/11

bahar yine, güneye göç vaktidir

birileri yazdıklarımı anlıyor olmalı, blogtan yana en büyük ümidim bu
zaten, hatta ümitle sınırlı bir durum değil bu, kesinkes birileri beni
anlıyor, olmadı anlayacaktır zamanla...

az sayıda kişiyle çok fazla şey konuşuyorum -onlar için üzülmüyor da
değilim hani- hiçbiri duyarsız sayılmaz, onca kalabalık arasında bazı
lafları çekip kurtaracaklardır anlamsızlıktan, illa ki anlaşılır
kılacakları birkaç satır söz olur.

olmadık tavırları mantık kılıfına bürümenin pek manası yok, biliyorum,
ben bu konuda da ümitliyim, çünkü mantık zincirini kırmadan bodoslama
dalmak konusunda iyiyim.

sade bir yüzeysellik, koyultulmuş alt detaylar, derinlemesine incelik
fakat görülmeyecek kadar köşede kenarda...

bir yerlerde çok fena yanlışlar yapıyor olmalıyım, çözümler konusunda
pek hevesim de kalmadı, ne konuları dilediğim yöne sürebiliyorum ne
cümleler sorunlara damlaya damlaya aşındırabiliyor ne de dillerimi
evire çevire öğrendiğim kelimeleri aklımda tutabiliyorum, çok yazık,
en anlaşılır sözleri şikayet için sıralamak ve elbet hayıflanıyorum
çünkü önemsiyorum.

derleme yalnızlıklarım var, ne fiziksel anlamda ne de ruhsal anlamda
pek yalnız kalmıyorum şu içinde bulunduğum süreçte fakat kendimi
yalnızlaştırabiliyorum punduna getirip...geçen hafta tam anlamıyla
yalnız kaldığımda telaşlandım, hatırlayabildiğim herhangi zamanda
yalnızlığın beni ürküttüğünü bilmem...meğer insan ne çabuk yeniye alışıp
sırtını dönebiliyormuş geriye...ilginçtir yalnızlık da yenilenmekte;
eskiden sevimli, özlenilesi fakat uzatınca sıkıcı gelen hallerdendi,
şimdi can yakan tarafları var, daha olgun bir o kadar sinsi...

yalnızlık lafları dilime yakışmıyor, farkındayım ama bazen kendimi
kandırdığımı düşünüyorum, arada km'lerce mesafe var, artık ülkeler ve
sınırlarla misliyle uzaklık...kokusunu unutmaya başladığım an
kontrolden çıkan hasret kasırgaları ufukta kararıyor ve kara bulutlar
göründüğünde olan ne varsa aynı; esmeler, gürlemeler, birkaç damla
yaş...kabul etmeliyim hasret yıkıcı bir duygu!

bir ömür birliktelik fikri ne kadar da tatlı, üç gün görmese sudan
çıkmış balığa dönen güzelim bağlılıklar inanılmaz, mutluluktan kafayı
bulmak hoş! gel gelelim açlık belirtisi bunlar, karın tokluğuna
çabalıyorum hey yavrum hey...

4 yorum:

  1. ben okuyorum. ama anlamıyorum. çünkü çok edebi ve hisli. buna rağmen sonunda hey yavrum hey bitişin süper uyduğunu anlsadım. üzüleceğim sırada, gülüverdim :S

    gene de ümidinizi kaybetmetin :/

    YanıtlaSil
  2. çoğu kişi anlamıyor yazdıklarımı, yalnız değilsiniz hocam :)

    tabi benim adıma pek de iyi bir şey sayılmaz o ayrı mesele :/

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. ne desem bilmiyorum, tamamıyla haklısın...

    aslında uzun uzadıya laflar hazırlamıştım yorumu ilk okuduğumda fakat zamanında yazamayınca uçtu gitti.

    verdiğin seçmeli ihtimallerden herbiri birbiriyle sarmaş dolaş vaziyette, varsa öyle bir seçenek "hepsi" şıkkını seçiyorum ve söylediklerini dikkate alıyorum, öyle işte...hayırlısı...

    YanıtlaSil