2/24/22

merhaba turna kanadındaki yağmur

Dün iş çıkışı epeyce yürüdüm, montlularla kısa kolluların omuz omuza yürüdüğü olağan bir Adana kışıydı... rüzgarla aram iyi olmadığından bugün es geçtim.

İşle ev arasındaki yol harika, sabahları turnaları akşamları martıları selamladığım yola şükrettim yürürken, her adımda durup bir şeylerin fotoğrafını çekmek istedim, uzun zamandır içimden gelmiyor öyle... çok kalabalıktı, koşanlar, el ele dolaşanlar, atışarak yakınlaşanlar vs... yeni normallerde sevgili yapınca martı(scooter) ile turlamak da var anlaşılan, geniş kaldırımlarda güzel müzik de varsa kulağımda gözlerim kapalı yürümeyi severim velakin tehlikeliydi çifte martılar nedeniyle...

Yolun sonuna doğru yol biraz ıssızlaştığında ve gün batımının hemen ardı sıra banktaki bir adam iyice öne doğru eğilmiş kafasını avuçlarının içine gömmüştü -sıkıntılı görünüyordu- yaklaşmadım, kadın olsa gidip sorardım yardıma ihtiyacı var mı diye ama pek tekin değildi benim için, kadın bile olsa terslerdi zaten "yetmedi mi, rahat bırakın beni" diyecekmiş gibi duruyordu, siyahi miydi yoksa elleri yağ içinde olduğundan mı siyah görünüyordu bilemiyorum, yabancıysa daha da zor olmalı... aklım kaldı, çocuk olsa ellerimi ellerinin üzerine koyardım, sözcüklere gerek kalmazdı, umarım iyidir.

Turnalar, her yağmurda göçer diye bakıyorum ama giden yok, yazın sıcağından mı kaçacaklar dersin, geçen yaz gördüğümü hiç hatırlamıyorum.



8 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı. Başlığı da tam bir kitap-film adı olabilecek güzellikte. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlığa bakınca "sanat filmi" der kaçardı kitleler :))

      Gel gelelim yola kısa film yakışırdı çekebilsem...

      Sil
  2. Yürüyüş yapmak icin güzel bir yer kesinlikle :) adanadan gecip çok gezme fırsatım olmadı bir gün tekrar görmek gezmek istiyorum orayı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adana eli yüzü kir pas içinde yağız bir delikanlı, esmer tenli, gözleri güneş kadar yakıcı, sıra sıra dağlar örmüş etrafına ama dostuna sırtını değil omzunu verir, yüreği seyhanla ceyhan gibi kah çağlayıp kah durulur, az deli dolu olsa da yetmiş iki buçuk milleti sofrasına buyur edecek kadar gönlü bol... bekleriz gelirseniz :)

      Sil
  3. martılar, turnalar, kuş gözlemcisi oldun seeen :)

    YanıtlaSil
  4. Doğa fotoğrafçısı olmak istemiştim bir dönem... yumuşakçalar, böcekler, sürüngenler, yılan çekmişliğim bile var ;)

    YanıtlaSil