12/13/21

zeytin dalı


Zeytinlerimiz simsiyah olmuş, rüzgarın hışmıyla dökülse de yağmurla verimliliğinden yitirse de harika görünüyorlar... 

"Zeytin gözlüm" en güzel iltifatlardan biri bence, sadece yeşil gözlülere söylenemeyeceği işte simsiyah tanelerden belli... ışıl ışıl gözlere bu iltifat, parıldayan bakışlara...

Zeytin hasadından tükenmiş vaziyette çıktık, şükür ki bu yıl tutma senesiydi, seneye vermeyecek... hepi topu 3 ağaç ama paslı gövdeler için düzineler dolusu geldi, yemek kolay da emeği hayli zor zeytinin, çekirdeğini atarken bile eliniz titriyor... 

Oğlumu ilk kez zeytine götürdüm, çocuk işçi çalıştırılmaması fikrine desteğim sonsuz "istiyorsan yardım edebilirsin ama çalışmak istemezsen sakın çalışanlara engel olma" dedim demesine fakat ilk saat istifasını verip kuzenlerinin de aklını çeldi, curcunaya kattılar bahçeyi... sonuç itibariyle vücudumuzdaki tüm kaslar ağrıdığı gibi sesler de kısıldı gün sonunda... maksat toprağa yabancı kalmamalarıydı ama olgunlaşmamış canım portakalların suçu neydi, doğaya saygı duymak neredeydi hiç o konuya girmek istemiyorum.

Manevi olarak da yorucuydu, abime kızgınlığım geçmiş olsa da haksızlığa uğramışlık hissi geçmedi, yine de evine gittim birlikte çalıştık, yedik, içtik... konuyu bile açmadı, kendini suçlu gördüğünü sanmıyorum, beni en çok kızdıran bu -eski de pişmanlık emaresi göstermiyordu- abime aşırı tepki göstermiş olmam muhtemelen bu tavırdan ölesiye nefret etmiş olmamdan... açıkça yanlış yapmışsın bana, bir özürden alıkoyan ne olabilir anlayamıyorum.

Büyüğüm olsa da büyüklük bende kalsın madem, bunu da yazıp bu köşeye geçelim gitsin, çözmek mümkün olmuyor ne de olsa...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder