Yeni yetmenin tekiyken bir şef bıçağı gibiydim, keskin, becerikli, çok yönlü, tuttuğunu koparan, edindiği bilgileri ince ince işleyen, hayatı çorbaya dönse bile içine lezzetli dokunuşlar sunabilen ışıl ışıl dövme demirden harika bir bıçaktım... bir kaya kadar sert olan annemin yassı köşesine yaslana yaslana ömrümce bilenebilirdim fakat onu sivri köşelerinden hoyratça yontmaya koyuldum, kırıldım, minik çentikler edindim, köreldim.
Sıcacık bir kalpte eriyip yeniden şekillendirilebilirdim, bıçak olmaktan vazgeçsem bile özümü tüm ışıltısıyla ortaya koyabilirdim... ya da sabırla bilensem -biraz kendimden yitirsem bile- benliğimi koruyabilirdim... ne var ki bulutların üstüne çıkmayı diledim, sonra gördüm ki buluttan nem kapıyordum, paslandım, daha da pörsüdüm... ben artık ne demire ne bıçağa benzemiyordum... kör bıçak ele yamanmış ya, köreldikçe kendimi daha da incittim.
Bıçak olduğum gerçeğini kabul edip mutfakta yer tutmaya ve lezzetli aşların vazgeçilmezi olmaya odaklanmalıydım, gelgelelim mutfağın ruhunu bulutta unuttum... paslı bir çubuk gibi saplandığım yerde kaldım, toza toprağa karıştım, gören taş sandı, taş olsam çatlardım, dayandım.
Geçenlerde tanınmaz haldeki bir hançerin özenle yenilenişini izledim; rengi, dokusu bambaşkaydı artık... bilenip eskisinden bile keskin olsa da savaşta olması gerekmiyordu bundan böyle, muhtemelen duvarları süsleyecekti velakin 'ne ise o olmak' için bir umut verecek kadar ışıldıyordu.
Gün gelir, çok şeyin eskisi de kabul görür, değer kazanır hatta bazen paslansa da, rengi, dokusu değişse de bir başka biçimde anlam katar özüne.
YanıtlaSilHer savaşın ardından barış da gelir elbette.
Umutla güçlendirilip tavında dövülerek çelikten bir yapıya merhaba der belki de bir sonraki gün... hikaye bitmediği sürece umut bitecek değil ya...
YanıtlaSilumut aşılayan cümleleriniz için gönülden teşekkürler
Anlatiminiz cok guzeldi. Arkadaki olaylari bilememek okurken daha da kaptirmami sagladi. Cok guzel bir kitabin cumlelerini okuyor gibiyim. Sanki Butimar'dan bir kisim gibi hatta. Bicak simdi ne olur bilmem ama cok iyi yaziyor bence. Kaleminize saglik. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, şımardım biraz :)
Siloleey duvar bıçağı diyosun yani yerinde sakin dursun evet evet :)
YanıtlaSilduruyor durmakta olan :P
YanıtlaSiltabi ki duvarda olmak bir kalbe saplanıp sulara gömülmekten iyidir sonuçta ;)
tam da bunu demek istemiştim :)
SilBazen çok şeyler yaşamak gerekiyor içimizdeki ışıltıyı ortaya çıkarabilmek için...
YanıtlaSilİnsan istiyor ki "ışığımı hiç kaybetmeyeyim" gözünden çöp sakınırken saksı gibi durup şuurunu ve de ışığını yitirdiğini anlayamıyorsun bile... eskiler boşuna dememiş "işleyen demir ışıldar"; acı da olsa tecrübe önemli anladım bunu ama biraz geç anlamış olabilirim... neyse artık geç olsun güç olmasın :)
Sil