11/29/21

"başımı sokacak evim olsun"


 Sırf işten zihnimi uzaklaştırmak için kaçtığım hızlı pazartesiye merhaba...

Yavaş şehirler (cittaslow) zamanında en ilgimi çeken projelerden biri olmuştu, hala merak ederim öyle bir şehirde olmak kişiliğimden yaşantıma her şeyimi etkiler miydi diye...

Salyangozlara bir tür yakınlık hissettiğim doğrudur... şayet bir sabah kalktığımda böceğe dönüşecek olsam hamam böceği kadar dayanıklı bir şeye değil kesin evini uzvu gibi gören bir salyangoza dönüşürdüm. Oğlum da muhtemelen her daim telaşlı bir yusufçuk olurdu.

Bir böceksavar yüzünden böceğe dönüşen bir yığın insanı anlatan kore işi "jungle juice" okuyorum, altyapısı muazzam temellere dayandırılabilecek bir konunun kuşa çevirilmesine bakmak canımı sıkıyor, "japon mangalarının tadı başka" demeden edemiyorum. 

Tüm eksiklerin tuhafların hatta sapkınların yer bulduğu bir zamanda kafası değişikler hala en büyük sorun... kastım marjinal güruh değil bu arada, modaya veya moduna göre değişikmiş gibi takılmak da değil dediğim, çarşı her şeye karşı hiç değil... marjinallik genellemelerine bile aykırı bir "değişiklik" tutumu; deli desen deli değil akıllı desen hiç değil kendi şahsına münhasır zat...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder