9/17/21

Güneşin okşadığı yağmurlar aşkına...

Buraya grup sonrası yazar oldum, sanırım oraya biriktiriyorum içimdekileri kalanlar da burada...

Buraya açıktan yazamadığım, beyazlar arasına sakladığım mektubu grupta sesli okudum, gerildim, sesimin titremesine engel olamadım ve bir şekilde oradakilerle ilk kez söylenip durmaktan ötesini açtım şahsım adına, aynı içtenliği birkaçının mektubunda da yaşadım, hepimizin çok farklı hikayeleri olsa da aynı acıyla cebelleşiyoruz.

Umarım iyi gelir hepimize...

Bu işe başladığımdan beri aklımdan uzaklaştırmayı başardığım -kaçmak yerine yüzleşmeliymişim o ayrı tabi- pek çok kaygı yine başımda... bazen başımı ağrıdan kıvrandıracak kadar çok ağrıtıyor yarayı deşmek.

Vücudum da hatırlıyor o günleri, mide ağrılarım arttı fakat o zamanki gibi dişlerimi sıkıp iştahımın limitini kırmıyorum çok şükür, bugünlerde biraz kilo bile verdim.

Duygularımdaki kaos öfkeyle son bulmuyor o zamanlardaki gibi; savaşı yaşamak gibi değil de savaş kalıntılarının sergilendiği müzelerde gezinme rahatlığı içinde "vay be neler yaşanmış" havasında...

Biraz da rahatsızlık hissi var, sebebinden emin değilim... tahminimce, onu başkasına ait görmeye başladım, elalemin adamını böyle olur olmaz düşünmeyi vicdanım kabul etmiyor.

Çok alakasız olacak ama yağmurda ıslanmayı eskiden neden öyle çok severdim hatırladım, o kadar tatlı bir yağmura yakalandım ki dün, ılık, incecik, oğlumun öpücükleri kadar sevimli... 

Geçen yıl kış ortası taşındım tek yağmur hatırlamıyorum, kafam biraz yerine geliyor mu ne...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder