2/17/21

İşler kesat

Benin yeni yönü daha; kin ve korku...


Oldum olası keskin bir tarafı vardı kişiliğimin, saman alevi gibi yakıp yıksa da pek uzun soluklu olmayan öfke de cabası... Tek atımlık ot, kavgada tek yumruktan sonra fos...


Hayatımda nefret ettiğim insanların sayısı sınırlıdır, kin tuttuğum kimse yok, olmaz da sanıyordum.


Kocama karşı içten içe yaşadığım aşk-nefret patlamalarından bahsetmiyorum, onlar sindirememekle-söndürememek arasındaki arafta duygular, derin ve acı olsa da kinin sinsiliğini taşımadıklarını net olarak söyleyebilirim.


Kin garip bir şey, bendeki bir tür tepki... bana derin bir nefret beslediğini hissettiğim birinden başlayıp dalga dalga olumsuzluk duygularına tutunarak kapkara bir bulut gibi üstüme çöken, eski kocamı bile içine alan birbiriyle ilintili bir nefret sarmalı karşımdaki... 


hissettiğim şey bir tür tiksinti; nefret barındırıyor, yoğun bir kaçma isteği, çaresizlik, eser miktarda öfke, alabildiğine korku... 


yetersiz ve değersiz hissettikçe şiddetleniyor bu habis duygu... belli bir kişiye, kuruma yahut olguya karşı değil; negatif, boğucu, çemberimi daraltan hisse karşı garezim... 


İşi bırakmak istiyorum, bu balçığın beni en çok içine çektiği yer orası... ne maddiyatım ne sorumluluklarım ne de muhtemel dibi boylama durumları istifaya imkan vermiyor.


İş kolu değiştirmek, yeni sayfa açmak çok mesele değil gibi geliyor aslında, 40 yaşında birinin bunu söylemesi zor olsa da... ne zaman böyle bir mevzu açsam hayalperest olduğumu düşünüyor insanlar... başkalarını dinlemediğimde ciddi acılar çektim, acıya aç değilim ve kin bulutu beni korkutsa da işime sahip çıkmak niyetim.


Dar ağacında titrek bacaklarla ayağındaki tabureye tutunmak isteyen bir mahkum gibiyim... işim saçma derecede tehditkar, eski çürük bir tabure kadar tehlikeli...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder