12/29/20

Geleceğe dönüş

 Geçmişe dönme şansım olsa hamile olduğum zamanlara dönmek isterdim, neden hiç evlenmemiş olduğum zamana değil? Çünkü oğlum hayatımdaki en güzel şey, aşk da güzeldi.


Üstelik suçlu hissettiğim tek mesele orada, evliliğimizin bendeki ilk çatlağı da orada... 


Ona zamanında benimle evlenmek isteyen bazı kişileri ebeveynlerinden bir veya ikisini kaybetmiş oldukları için hiç şans tanımadan reddettiğimi söylesem beni takıntılı bir delibozuk olarak görürdü eminim... Babasını hastanede yattığı 7 ay boyunca 'gittiğimde öleceği' korkusuyla ziyaret etmediğimi söylesem görüşü netleşirdi. Aylarca bilinci kapalı bu adamı ziyaret edersem "baba" diyebilir miyim diye düşünüp aylarca uyuyamadığımı söylesem inanmazdı, ailesinin onunla geçireceği kısıtlı zamanı çaldığımı düşüneceklerinden çekindiğimi (çünkü ablası yakınmıştı halalarının el gördülük gelip ziyaret saatlerini boşa harcadıklarından), aylarca babasına dua edip aklımdan hiç çıkaramadığımı söylesem saçmaladığımı düşünecekti. 


Neden yine de beni anladığını düşündüm? Gitsem mi dediğimde "gerek yok" demesini hislerimi aktarabildiğime yordum, hatta 'babasını umursamıyor mu' diye sıkça içimden geçirdim. Ben onu anlamıyorken o beni nasıl anlasın... 


Babasının ölümünü aç gözlülüğümün cezası olduğuna yorduğumu, doğal yollarla ölen bu adamı feci bir kazaya kurban etmişim gibi hissettiğimi ne bilsin... Tek görebildiği karısının babasını 7 aylık hastane döneminde yalnızca bir kere ziyaret ettiğiydi, haklıydı.


Keşke bir saatliğine de olsa onları gözlerinin önünde eriyen aile ferdini görmekten gönül rahatlığında kurtarabilseydim, keşke salaklık etmeyip korkumla yüzleşseydim, kimse için olmasa bile kendim için "baba" kelimesi kullanabileceğim son kişiye temizce veda edebilseydim keşke... Sakin kafayla daha da kederleniyorum, "ne yapmışım ben" diye yakınmak boşuna... 


Bana ilk kez boşanalım dediğinde bebeğim birkaç aylıktı, ilk o zaman ayrılırsak diye alternatifler üretmeye başladım sonra öyle bir gün geldi ki evliliği devam ettirmek herhangi alternatiften biriydi hem de pek muhtemel görünmeyenlerden... o zamanlara dönsem evliliğimi böyle ihtimallere bölmezdim diye düşünüyorum ama bir yandan da "Daha sağlam dursam 9. yılda değil de 3. yılda daha sert bir çatışma mı yaşardık acaba?" demekten kendimi alamıyorum. Olacakla öleceğe çare yok derler, belki herkes haklıdır, belki bu evlilik başından ölü doğdu, kimbilir...


Olmamışlarla ölmemişlere odaklanma vakti şimdi... Oğlum ve annemle mümkün olduğunca dolu dolu yaşamak istiyorum, sorun şu ki yaşamak konusunda pek de iyi değilim, araba sürmek benim hayata dönmek adına yaptığım en zor işlerden biri, dilerim elime yüzüme bulaştırmam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder