11/28/20

Bu da geçer ya hu

 Tek kelime etmedik, öncesinde ve sonrasında, ucundan çekiverdiğin bir kelebek düğüm gibi çözüldü gitti tüm bağlar... kilit altında tuttuğum tüm hisler önce başıma üşüştü, karnımda dolaştı durdu sonra...


Neye içerlediğimden tam olarak kendim de emin değilim ama kırgınım ve tükenmiş hissediyorum.


Avukat çoğu kadın müvekkilinin duruşma salonundan çok mutlu ve rahatlamış ayrıldığını söyledi, üzgün olmamın doğal olduğunu düşünüyordum açıkçası, kangren olmuş uzvun kesildiğinde ölmediğine şükreder insan ama iyileşme kutlaması yapar mı cidden?


Üzgünüm, çok üzgünüm iki gündür, ağlamamı durduramıyorum... öfkelenip kendime gelebilmek adına onun o kadınlara yazdıklarını okudum, kalbim daha da kırıldı öfke yerine hüzün oturdu kursağıma... 


Değersiz hissediyorum, yetersiz, beceriksiz... dayak yediğim için, aldatıldığım hatta yediğim hakaretler için bile suçlu hissediyorum, onurum gururum haysiyetim ya da neyse işte değerli hissettiren insanı özünde o paramparça şimdi... beynim kabul etmiyor bu dediklerimi, dilim söylemeye varmıyor ama hissettiğim tam olarak bu...


Annemin onu iyi kişi olarak anması batıyor, oğlumun babasını değil beni öfkesine hedef seçmesi batıyor, kalbimdeki ağırlık hissi batıyor.


Ne kanımı paylaştığım ne de suyumu paylaştığım insanlara dökebiliyorum içimdekileri, ihtiyacım olan son şey eleştiri ve sorgu... korkuyorum sözlerin gücünden, dilimden ve birilerini daha kaybetmekten...


Baba terbiyesi almadığından başka hatunlara yakınan eski kocam, terbiyesini almasam da mirasını son kuruşa kadar verdiğim evde babamın kemiklerimi sızlatıyor muhtemelen şu sıralar... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder